Maun suresi, dini yalanlayan müşrüklerin ve ibadetlerinde samimiyetten uzak olan münafıkların durumunu anlatır. Yetimlere kötü muamele eden, yoksulları gözetmeyen, namazlarını gafletle kılan ve gösterişe kapılan kimseleri kınarken müminlere samimiyet, cömertlik ve ihlas ile ibadet etmenin önemini hatırlatır.
Eraeytellezi yükezzibü biddin
Fezalikellezi, yeduulyetim
Vela yehüddü ala ta'amimiskin
Feveylün lilmüsallin
Ellezine hüman salatihim sahun
Ellezine hüm yüran
Ve yemne'unelma'un
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِي اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يُكَذِّبُ بِالدّ۪ينِۜ فَذٰلِكَ الَّذ۪ي يَدُعُّ الْيَت۪يمَۙ وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۜ فَوَيْلٌ لِلْمُصَلّ۪ينَۙ اَلَّذ۪ينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَۙ اَلَّذ۪ينَ هُمْ يُرَٓاؤُ۫نَۙ وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ
Eraeytellezi yükezzibü biddin
Fezalikellezi, yeduulyetim
Vela yehüddü ala ta'amimiskin
Feveylün lilmüsallin
Ellezine hüman salatihim sahun
Ellezine hüm yüran
Ve yemne'unelma'un
Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.
Gördün mü o dine yalan diyeni?
İşte yetimi itip kakan odur!
Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
Fakat veyl o namaz kılanlara ki,
Namazlarında yanılmaktadırlar.
Onlar ki, gösteriş yaparlar.
Ve yardımlığı sakınır (Zekat vermezler).
“Gördün mü?” sorusu, burada şaşılacak bir tutumdan söz edileceğine, dolayısıyla konunun önemli olduğuna dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. ayetteki din kelimesi, bilinen anlamı yanında “Allah’ın hükmü” veya “uhrevi yargı” manasında da anlaşılabilir (bk. Taberî, XXX, 310). Ancak bunların birini inkâr eden diğerlerini de inkâr etmiş olacağı için sonuç değişmemektedir.
Din kelimesinin bir anlamı da “karşılık, ceza ve mükafat”tır. Müfessirlerin çoğunluğu buradaki “din” kelimesiyle bu anlamın kastedildiğini belirtmiş; bu sebeple 2-3. ayetleri “böyleleri yapıp ettiklerinin ceza veya mükâfat olarak bir karşılığını göreceklerine (ahirete) inanmadıkları için, yetime kötü davranmaktan, yoksullara karşı ilgisiz durmaktan çekinmezler” şeklinde açıklamışlardır. Kuşkusuz buradaki yetime kötü muamele ve yoksulun derdiyle ilgilenmeme birer örnektir; dini yani ahiret sorgusu ve yargısını, uhrevi sorumluluğu ve sonuçlarını inkar edenlerin başka özellikleri de bulunmakla birlikte burada Hz. Peygamber dönemindeki inkarcıların toplumsal ahlakla ilgili en belirleyici ve yıkıcı tutumlarına iki örnek zikredilmiştir. Nitekim ayetin, putperestlerin tipik şahsiyetlerinden olan Âs b. Vâil hakkında indiği belirtilir (Râzî, XXXII, 111). Bununla birlikte âyetin genel amacı, insan sevgisinden mahrumiyetin en belirgin tezahürleri olan bu tür kaba ve haksız davranışları sergileyenleri kınamak ve bu yaptıklarının Allah katında en büyük kötülüklerden olduğuna, bunların temelinde dini, Allah’ın hükümlerini yahut ahireti inkar etmenin bulunduğuna insanların dikkatini çekmektir (İbn Âşûr, XXX, 564). Yetim ve yoksul, toplumun zayıf ve himayeye muhtaç kesimlerini temsil eder. Bunları küçümseyerek hakaret eden, itip kakan kimse toplumdaki zayıfların haklarını çiğniyor demektir. Dinin insanlığa yönelik en büyük hedefi ise insanlar arasında sevgi ve dayanışmayı, paylaşmayı sağlamak, sıkıntıların da mutlulukların da paylaşıldığı bir insanlık bilinci oluşturmaktır.
Bu ayetler, bir taraftan bu tür davranışlar sergileyenleri kınarken diğer taraftan da gerçek dindarları yetim ve yoksullar gibi himayeye muhtaç olanlara yardım etmeye özendirmekte; ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda başkalarını teşvik etmenin, hatta bunun için hayır kurumları oluşturarak sosyal yardımı daha verimli, düzenli ve sürekli hale getirmenin gereğini vurgulamaktadır.
Mushaf’taki sırası 107 olan Maun suresi Mekke’de inmiştir. Nüzul sırasına göre 17. sırada nazil olmuştur. Tekasür sûresinden sonra Kafirun sûresinden önce inmiştir.
Maun Suresi, dini yalanlayan, ibadetlerini gösteriş için yapan münafıkların durumunu ortaya koyarak ziyan içinde olduklarını anlatır. Bu kişileri kınayarak, gerçek imanın ibadet ve iyilikle birleşmesi gerektiğini vurgular; böylece riya ve cimriliğin karşısına samimiyet ve cömertliği koyar.
Maun suresinin fazileti, insanı riyadan, cimrilikten ve kötü huylardan uzaklaştırarak samimi bir imana yöneltmesidir. Bu sureyi okuyan, Allah’ın dini yalanlayanları ve ibadetlerinde gösteriş yapanları sevmediğini hatırlar; böylece namazı huşu ile kılmaya, yetim ve yoksula yardım etmeye özen gösterir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) “Kim Maun Suresi’ni okursa, zekatını vermek şartıyla Allah onu affeder” buyurduğu rivayet edilir. Bu, surenin kişiyi cömertliğe ve iyiliğe teşvik ettiğini gösterir. Maun suresi, idrak edilerek samimi bir kalple okunduğunda şeytanın şerrinden korur, ahlakı güzelleştirir ve ahirette kurtuluşa vesile olur.
Efendi Derneği Aracılığı ile Su Kuyusu ve Kurban Bağışı Yapmak İçin Bizimle İletişime Geçiniz!