Yazılar

Hafız Nedir?

Hafızlık

Hafız, koruyan veya muhafaza eden anlamına gelir. İslam dini özelinde bakacak olursak Kuran-ı Kerim’i bütünüyle ezberleyerek okuyan kişilere hafız denir. 

Hafızlık, Kuran-ı Kerim’in korunması ve öğrenilmesi bakımından İslam toplumunun temel değerlerinden biridir. Hz. Muhammed de (s.a.v) Kuran-ı Kerim’i ezberleyip muhafaza edenleri müjdeleyerek hafızlığa teşvik etmiştir: “Kim Kuran’ı okur, onu güzelce ezberler, helalini helal, haramını haram kabul eder ve bunlara uyarsa, Allah bu sayede o kimseyi cennetine koyar. Ailesinden hepsi cehennemi hak etmiş on kişiye şefaat etme hakkı verir.”

Hafız Nasıl Olunur?

Hafızlık yolculuğu, samimi bir niyet ve güçlü bir irade ile başlar. Zira hafızlık, hayli meşakkatli bir süreçtir. Bu yüzden bu eğitimi de hafız olmayı kalpten isteyen ve büyük bir şevk duyanlar hakkıyla yerine getirebilirler. 

Hafızlık büyük bir gayret ve sabır gerektirir. Kuran-ı Kerimin ayetlerini ezberlemek ve akılda tutmak her gün düzenli olarak çalışmayı ve sık sık tekrar yapmayı gerektirir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kuran okuma ve ezberine sahip kimsenin misali, bağlı deve gibidir. Eğer sahibi devesini korursa, onu eli altında tutar. Eğer salıverirse deve kaçıp gider.”

Bütün bunları göz önünde bulundurarak hafızlık yoluna giren bir herkes, gereken azim ve sebatı göstererek hafız olabilir. 

Hafız

Hafızlık Eğitimi Nasıl Olur?

Hafızlık, Kuran-ı Kerim’i baştan sona ezberleyip muhafaza etmeyi ifade eden önemli bir ibadettir. Hafızlar, Allah kelamını öğrenip hayatlarına tatbik ederek topluma rehber olma şerefine nail olmuş kimselerdir. Bu kutlu yolculuğa çıkmak isteyenler, güçlü bir niyet ve azimle yola koyulurlar. Bu yolculukta da bazı aşamalardan geçerler. 

Hafızlık eğitimi öncelikle, hafızlık adaylarının mevcut durumuna göre şekillenir. Kuran-ı Kerim okumayı bilmeyen adaylara öncelikle Elifba eğitimi verilir. Bu aşamayı geçen talebelere yüzünden Kuran-ı Kerim okuması yaptırılır. Bu süreçte talebeler, Kuran-ı Kerim’i doğru ve güzel bir şekilde okumayı öğrenir. 

Daha sonra hıfz sürecine geçilir. İlk etapta talebeden küçük ayet veya sureler ezberlemesi istenir. Ardından, sayfa bazında ezber yapmaya başlanır. Talebenin ezber yeteneğine göre günlük sayfa ezber sayısı artırılır ya da azaltılır. Hafızlık süreci boyunca düzenli tekrarlar yapılır. 

Son olarak hafızlığını bitiren talebe hocaların onayı ile icazet sınavına girer. Bu sınavda başarılı olanlar, resmi olarak hafız unvanını alır ve icazet sahibi olur.

Hafız Olmanın Şartları Nelerdir?

Hafız olmak için İslam’ın koyduğu belli başlı şartlar yoktur. Ancak Hafızlık büyük bir mesuliyet gerektirir. Hafızlık, yalnızca Kuran’ı ezberlemek değil onu anlamak, yaşamak ve hayatının her anında rehber edinmek demektir. Hafızlık gibi yüce bir vazifeye talip olan bir kimsenin belirli ahlaki ve manevi özelliklere sahip olması, bu şerefli emaneti hakkıyla taşıması gerekir.

Hafızlığın Önemi

Hafızlık, Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’i baştan sona ezberlemek ve onu hem zihinde hem de kalpte muhafaza etmektir. Allah’ın bize hidayet rehberi olarak indirdiği Kuran-ı Kerim’i ezberlemek ve onunla amel etmek, kulluğun zirvesini temsil eder.

Kuran-ı Kerim, kıyamete kadar tüm insanlığa bir rehberdir. Onu ezberlemek ve korumak, müminlerin Kuran’a olan sadakatinin en güzel tezahürüdür. Nitekim Yüce Allah, kitabını muhafaza edeceğini şu ayetle bildirmiştir: “Şüphesiz o Zikr’i (Kur’an’ı) biz indirdik; onun koruyucusu da elbette biziz.” Hafızlar, bu ilahi muhafazanın birer vesilesi olarak seçilmiş kimselerdir.

Hafızlığın Önemi

İlim Talebesine Sadaka Vermenin Fazileti

İslam, ilmi ve ilim yolunda harcanan gayreti, dünya ve ahiret saadetinin anahtarı olarak görmüştür. Bu yolda çaba sarf eden ilim talebesi, ümmetin geleceğine ışık tutan bir meşale gibidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ilmin değerini şu şekilde ifade etmiştir:

“Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah’ı zikretmek ve O’na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten alim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır.”

İslam’ın ilme vermiş olduğu değerden ötürü çok sayıda Müslüman, her çağda kendilerini ilim ve irfana adamıştır. İslam toplumu da yardımlarıyla ilim yolcularına her daim yardım etmiştir. İlim talebesine sadaka veren kişi, yalnızca bir hayır işlemekle sınırlamaz; aynı zamanda ilmin sevabına ortaktır. Böyle bir kimse, ilim yolunda sarf edilen her çabanın, öğrenilen her bilginin ve öğretilen her hakikatin ecrinden hissedar olur. Bu durum, sadakanın ahirette getireceği mükafatı kat kat artırır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir